Sayfa sayısı:51
Link: https://yadi.sk/i/wUg-8sEegSxG9
Alıntılar:
Ölümün yaptığı en büyük zulüm: kolay anlaşılan bir son,
gerçek acıyı doğurur. Ölüm döşeğinin çevresindeki ağlayıp sızlamalar, gerçek
bir ölümün orada gerçekleşmemiş olmasından şikayet anlamındadır. Hala bu
ölümlerle yetinmemiz, bu oyunu sürdürmemiz gerekir.
Aile yaşamı, arkadaşlık, evlilik, meslek, edebiyat gibi ne
varsa her şeyde başarısız olmamın, hatta başarısız bile olamayışımın nedeni
miskinlik, kötü niyet ya da beceriksizlik değil -gerçi bunların hepsinin de
kendince bir rolü var bunda, çünkü "haşarat boşluktan doğar"- bütün
bunlar değil, ayağımın altında bir zeminden, havadan, buyruktan yoksun
oluşumdur. Benim ödevim bunları yaratmak, sadece belki, o zaman, elden
kaçırdıklarımı ele geçirebileceğim için değil, ama elden kaçırdığım bir şey
olmadığı için, çünkü ödev ödevdir nasıl olsa. Hatta bu en birincil ödevimizdir,
ya da hiç değilse, bu ödevin yansıması, tıpkı, hava basıncının düşük olduğu
yüksekliklere tırmanan birinin aniden çok uzaklardaki güneş ışığıyla
karşılaşması gibi. istisnai ödev de değil; Kuşkusuz daha önceden bana
yöneltildi. doğru, şimdiki ölçüde yöneltilmiş miydi, bilmiyorum. bildiğim
kadarıyla, dünyaya gelirken evrensel insan zayıflığının dışında, yaşamın
gerektiği hiçbir şey getirmemiştim yanımda. bu güçsüzlük ki, bir bakıma
devcileyin güç- içinde, asla savaşma değil, Sadece temsil etme hakkını kendimde
gördüğüm ve kuşkusuz kendime çok yakın bulduğum içinde yaşadığım çağın olumsuz
özelliklerini gayretle özümsedim. ne bir parça olumlu, ne de olumluya devrilip
aşırı olumsuz, bunlar benim kalıtımsal olarak pay almadığım şeyler. ben
kierkegaard gibi, hıristiyanlığın artık iyice iki yana düşmüş eli tarafından
yaşama salınmadım, ne de siyonistler gibi artık bizden uzaklaşarak uçup giden
yahudi ibadet cübbesinin ucundan yakalayabildim. bir son ya da bir başlangıcım
ben.
Atlasın özgür
olduğunu düşünmesine izin verildi. dilediği an dünya yı omuzlarından atabilir
ve çekip gidebilirdi. Fakat, o na verilen tek izin bunu düşünmesiydi.
Cennetten kovulduk, ama cennet yok edilmedi. kovulmuş
olmakla şanslıyız. Çünkü, eğer kovulmasaydık cennetin yok edilmesi gerekecekti."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder